Ego Eşiği
İzafiyet ve Öznellik
Kabala’da bu eşiğe Paroketh eşiği, Yoga’da ise Vishnu Granthi-düğümü denir.
Kişinin bireysel kişiliğinin oluştuğu ve sınırlarının belirlendiği yerdir. Esas ve Temel değerleri sağlayan bireyler bu değerlerde derinleşir ve Yüksek değerleri sağlamaya ve hem ruhsal benliklerine hem de kişiliklerine yerleştirmeye; aile, iş ve toplumsal hayat üzerinden çevrelerine yansıtmaya başlarlar.
Birey bağımsız düşünebilmeye başlar ancak zihni ikilik içinde sıkışık kalabilir. Akıl geçmiş yaşam ve ebediyet farkındalığı olmadığı için parçalı haldedir ve bu yüzden tam ve bütüncül bir düşünme yoktur. Toplumsal kabul gören genel geçer inançlar üzerinden Tanrı ile bir bağ vardır ancak bunun içinde insanın ne kadar etkin olduğu hakkında deneyim kazanması gerekir. Çoğu durumda hayatın tek sefer yaşanan bir deneyim olduğunu düşünmek ve reenkarnasyona inanmamak kişinin bütüncüllüğünü sağlayamaması önünde ilk engeldir ve ömürlük benlik algısında sıkışma yapar. Haliyle ömürler üst üste gelip ruh deneyim kazandıkça bu türden bir olguyu daha doluluğu ile yaşayabilir. Reenkarnasyon farkındalığının düşüklüğünden dolayı toplumların çoğunu oluşturan bireyler bu eşiktedir.
Kişilik olgunlaşmaktadır ve birey gereksiz yere ilişkilerinde alıngan, saldırgan veya savunmacı olabilir. Yetersizlik psikolojisi hakim bir şekilde görülebilir. Kişi kendini olduğundan daha alçak veya daha yüksek görmeye meyillidir. Meziyetlerini abartmaya eğilim vardır. Eşiği geçme çabası olmayan birisi ruhen, aklen ve kalben kendinden üstün olan insanlar ile aynı ortamda bulunmaktan veya sözlerini anlamazlıktan gelebilir, bu durumda gelişim yolu tıkanır. Genellikle benlik algıları (özellikle kıskançlık gibi duyguların varlığında) başkaları ile kendilerini kıyaslama üzerinden şekillenir.
Birey kendi kusurlarını ötekileştirdiği, yabancılaştırdığı veya mesafe koyduğu kişilere ve gruplara yansıtmaya meyillidir. Ötekileştirdiği kişi ve gruplarla kendini eşit olarak görmeye başlaması eşiği geçmek için gereklidir, genellikle bu kişi ve gruplarla aynalama (Ayn el-Yakin) üzerinden bir ilişkisi vardır. Bunun sebebi kişinin her zaman kendi merkezinden hayata, insanlara ve evrene baktığı yerde bunu merkezinin etrafını çevreleyen kusurlu bir aklın alanı ve sınırları içinden geçerek bakmasıdır, haliyle kendi aklının içeriğinin içinden bakar ve bunda ayrıştırma yapmazsa kendinde olanı doğal olarak başkasına yansıtır. Daha basite indirgersek çemberin (kişisel sınırlar) merkez noktasından çemberin dışındaki kişi ve olaylara bakan birisi çemberin içindeki içerik üzerinden ve içinden geçerek görür, haliyle çemberin içeriği işlenmediği zaman algı kusurludur. Bu yüzden olayları ve kişileri olduğu gibi göremez. Kendini olduğu gibi görüp cevherini ayrıştırıp işlemeye başladığı zaman nesnellik mümkün olmaya başlar.
Bu eşikten geçmenin önemli bir takım koşulları vardır. Kendiniz sandığınız kimlikten kurtulmanız, ölerek yeniden doğmanız gerekir. Böylelikle eşiğin ötesindeki farkındalığı kazanabiliriz ve daha bir kendimiz oluruz. Kendimiz olmayı en son raddesine kadar yaşamamız gereklidir, bu yüzden yalancı kimlik algısıyla yaşayan halin değişmesi gerekir. Bu değişim ve dönüşümler ölüme ve yeniden doğuma benzeyebildiği kadar, süreçlerle de ilerleyebilir. Çürük parçalarınızdan kurtulmak için en iyi fırsatlar bu noktada gelir.
Ego — Paroketh Eşiğindeki Kişiler Hakkında
Kişi kendi hakikatin kendinden sakladığı sürece kendini kandırır ve eşiğini geçmesi için kendi kusurlarıyla yüzleşmesi gerekir. Genellikle geçmiş yaşamlarını kabullenemeyebilir ama aralarında olumlu ve nötr yaşamlar da vardır.
Kişi kendi menfaatlerini çevresindekilerin hayrından daha çok düşünür. Başkalarının zarar görmesi pahasına kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi bırakması bu eşiği geçebilmek için çok önemlidir. Ortak hayır gözetmediğiniz sürece ileri seviyelere ulaşamazsınız. Vicdanın rahatlatılması ve sağlamlaştırılması bu eşikte son derece önemlidir. İlahi yolda vicdanınıza yük olan her şey kanatlarınızı çırpmanızı ve yükselmenizi engeller.
Kişi kendi problemlerini çözerken başkalarına problem yaratmamayı öğrenmelidir.
Kişi kendi içinde parçalı bir halde olduğu için bütünlükçü düşünce geliştirmesi gerekir.
Yaşam deneyimine dair algı ve yorum kişiden kişiye değişebilir.
Toplumsal kabul için birey kendi biricikliğine dayanmak yerine bir takım kulplar (belge, diploma, eğitim, çevre, referans vb.) arayışında olabilirler, ancak her şeyi her zaman taze bir gözle tekrar görüp yorumlamak mümkündür.
Sevgi ilişkileri sempati ve karşılıklı onaylama ekseni üzerinden kurulabilir.
Küslük-dargınlık, korku, gurur, haset, kin, öfke gibi duygular ve olumsuzluklar işlenmeden bu eşik geçilemez.
Adalete dair istek vardır ancak bunu gerçekleştirmeye yönelik eylem yoktur.
Kişi zarardan kaçarak hazların peşinden koşmaya meyillidir. Kişi kendini olduğundan daha farklı görmeye meyillidir. Onur yerine gururu, karma yerine illüzyonu tercih edebilir.
Kişi kendi içinde tezatlaşma yaşamaya meyillidir. Kendinde kabul edemediği veya bastırdığı içerikleri temizlemesi ve şifalandırması ile kişilik temelleri oturur ve ruhsal farkındalığa hazırlanır.
Sosyal sorumluluk ve koşulsuz sevgi ile hizmet ile kişinin güzelliği açılır.
Ego Eşiğinden Geçmeye Yardımcı Çalışmalar
- İlişkilerde adalet ve denge gözetmek
- Bir başkasının gözünden olayları yorumlamak
- Eleştiriye ve köklü değişimlere açık olmak
- Regresyon ile Geçmiş Yaşamların Aydınlatılması ve Şifalanması
- Gurur yerine onuru tercih etmek
- Tanrı’nın gözünden olayları ve kişileri yorumlamak
- Eskiye dair negatif olayları sindirmek
- Affetmek ve Serbest Bırakmak
- Aynada surete bakmak yerine Esası görmek
- Ak ve Kara Ayna Çalışması — Kişiliğe ve Kimliğe dair envanter hazırlama
- Akla Karayı ayrıştırmak
- İnce ile Kalını ayrıştırmak
- Kendinizde tespit ettiğiniz bütün kusur ve meziyetlerin dökümünü almak
- Özeleştiri
- Vicdan, Gönül, Murat, Özgürlük, Öz, İzafiyet, Bağlılık, Toplumsal Yapılaşma, Öngörü, Kimlik, Kişilik, Esas, Adalet vb. konular üzerine meditasyon yapmak.